Boşanmak iyi ya da kötü bir şey değildir. Öğrenmelerimiz nedeniyle genellikle kötü algılar, kötü yaşarız boşanmayı. Boşanma, tıpkı evlilik gibi sadece bir durumdur diyen uzman yazarımız Aile ve Çift Terapisti Şamil Saribaş; boşanma konusuyla ilgili çiftlere ve ailelere önemli bilgiler veriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu yakın zamanda 2019 yılına ait Evlenme ve Boşanma İstatistiklerini açıkladı. Bugünkü konumuzla ilgili bazı verileri sizinle paylaşarak yazıma başlayacağım. Yıllara göre ortalama ilk evlenme yaşı her iki cinsiyette de artmış. Ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 27,9 iken kadınlarda 25,0 olarak açıklanmış.
BOŞANMALARIN %36’SI İLK 5 YILDA!
Boşanmaların %36’sının evliliğin ilk 5 yılında gerçekleştiği görülüyor. İlk 5 yıla dair bu ortalama önceki yıllarda da aşağı yukarı değişmiyor.
2019 yılında 155 bin 47 çift boşanırken 139 bin 660 çocuk velayete verilmiş. Boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görülüyor. Çocukların velayetinin %76,’sı anneye, %24’ü babaya verilmiş.
Yine TÜİK verilerine göre boşanma nedenlerin de ilk sırada yer alan konular (yüzdelerine göre):
BOŞANMAK DA EVLİLİK GİBİ MEDENİ BİR HAK VE ÖZGÜRLÜKTÜR
Boşanma Nedir?
Habis hale gelmiş bir urun, ya da beden parçasının ameliyat yoluyla bedenden alınması/ayrılması işlemine benzetebiliriz boşanmayı.
Mutsuz olmak için boşanmak istemeyiz. Mutsuz olduğumuz ve mevcut durumumuzdan daha iyi bir duruma geçiş düşüncesiyle boşanmak isteriz, mutlu olmak için alırız bu kararı.
Kafka’nın sevgilisi olarak da bildiğimiz gazeteci yazar Milena Jesenka; “İki insanın birbiriyle evlenmesinin tek bir mantıklı sebebi vardır; o da, onlar için birbiriyle evlenmemenin imkânsız olmasıdır. Birbirleri olmadan yaşayamamalarıdır.” diyerek açıklar evliliği. Bu tanımdan hareketle boşanmayı; artık beraber yaşamanın imkânsız hale gelmesi hali olarak tanımlayabiliriz.
Sevmediğiniz, istemediğiniz ve birlikte yaşamak istemediğiniz biri ile evlenmemek nasıl bir medeni hak, özgürlükse artık sevmediğiniz/sevilmediğiniz, istemediğiniz/istenmediğiniz ve artık birlikte yaşamak istemediğiniz birinden boşanmak da aynı derecede medeni bir hak ve özgürlüktür.
Boşanmak iyi ya da kötü bir şey değildir. Öğrenmelerimiz nedeniyle genellikle kötü algılar, kötü yaşarız boşanmayı. Boşanma sadece bir durumdur tıpkı evlilik gibi.
BÜTÜN İLİŞKİLER DAHA EN BAŞTAN BİTMEYE YAZGILIDIR!
Hiç kimse ayrılmak için evlenmez ancak tüm ilişkiler bitmeye yazgılıdır ve aslında evlilikler de… Bu bitiş boşanma ile olmayabilir her zaman. Bir kayıp, vefat nedeniyle de olabilir. Zaten bitmeye yazgılı ilişkimiz bir de istemediğimiz zaman ve şekilde başımıza geldiğinde süreç daha sancılı yaşanabilmekte.
BOŞANMANIN DA BİR UZMANI VAR: AİLE, EVLİLİK VE ÇİFT TERAPİSTLERİ
Boşanma tıpkı evlenirken olduğu gibi iki kişinin ortaklaşa vereceği bir karardır. Bu kararı ve süreci mümkünse iki kişi arasında yürütmeleri, yönetmeleri sağlıklı olanıdır. Daha sağlıklı olanıysa bu süreçte bir uzman yardımına bir profesyonele başvurmaktır. Daha önce de vurguladığımız gibi her şeyin bir teknik servisi olduğu gibi ilişkilerin de (boşanmanın) bir uzmanı olduğunu hatırımızda tutmalıyız.
Neden Boşanıyoruz?
Neden evleniyoruz sorusu da aynı bağlamda sorulabilir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmalar sonucu ulaştığı boşanma nedenlerini yazının girişinde paylaştık. Şimdi ise daha çok evlilik ve çift terapilerinde, boşanma öncesi, sırası ya da sonrasında alınan danışmanlık süreçlerinde karşılaştığımız durumları sıralayalım:
Son madde belki de en sık rastlanan sorun diyebiliriz. Problem çözme konusunda çiftler sorun yaşıyorsa bu bir çığ etkisi gibi evliliğin üzerine düşebiliyor ve bu da bir yıkım yaratıyor. Tam da bu nedenle iletişim ve problem becerilerimizi geliştirmek hem bireyselliğimizin hem de ilişkimizin sağlıklılığı açısından kilit öneme sahip.
Boşanma İçin Ne Zaman Yardım Alınmalı?
Çiftler için; sağlıklı boşanma, boşanmadan sonra sağlıklılık ve yeni ilişkilere sağlıklı geçebilmek için boşanma öncesi, sırası ve sonrası desteği tercih ve tavsiye etmekteyiz.
Hocamız Dr. Murat Dokur; “kişiler masumdur ancak ilişkiler değil” der. Bunu boşanma için de söyleyebiliriz. Kişiler masumdur ancak boşanma sürecinin kendisi, bizim süreçle kurduğumuz ilişki masum olmayabilir ve can yakan da genellikle maalesef bu olmakta. Örneğin boşanmayı istemeyen kişi eşini çocukla, malla, bir kusurunu ifşa ile, ailesiyle, işi vesaire nedenlerle zora sokmak isterken boşanmayı kötü bir şey olarak yaşıyor, yaşatıyordur ve doğalında boşanmayı isteyen eşi de onun için kötü pozisyonuna düşüyordur. Tıpkı seansta sıklıkla karşılaştığımız; ilişkilerinin aslında yaşanmaz hale geldiğini anlatan bir danışana “ayrılık/boşanma konuştunuz ya da düşündünüz mü” dememizle aldığımız cevap “ben eşimi terk edemem” olmakta. Ayrılık kişinin ruhsallığında “terk etmek” olarak duruyorken boşanmanın evlilik gibi sadece durum olduğunu içselleştirmek hiç de kolay olmamakta.
“KİŞİLER MASUMDUR ANCAK İLİŞKİLER DEĞİL!”
Bu nedenlerden ötürü kişinin ya da çiftlerin gündeminde ayrılık, boşanma varsa ya da ilişkide kötü giden bir şeyler seziliyor ancak çözüm konusunda yol alınamıyorsa gecikmeden bir profesyonele başvurulabilir. İlişkinin ihtiyacı olan belki de ayrılık/boşanma değil, problem çözme ya da iletişim becerilerinin güçlendirilmesidir.
Sadece Boşanma Aşamasında mı Yardım Alınır?
Hayır, her zaman ilişkiniz için yardım alabilir, bir dışardan göze (profesyonele) başvurabilirsiniz. Bu hem sağlıklı hem de işlevsel olan kıymetli bir dönüttür ilişkiniz için.
HER ŞEY YOLUNDAYKEN DE TERAPİ, UZMAN DESTEĞİ ALINABİLİR
Her zaman meselesini biraz açalım şimdi. İşler yolundayken, ufak tefek tartışmalar çözümsüz çatışmalara, küslüklere döndüğü zaman, boşanma lafı, basıncı geçmiyorken “acaba ilişkimiz boşanmaya mı gidiyor” soruları zihnimizde yankılanıyorken, bir tarafın “boşanalım o zaman, boşanıcam senden, ayrılalım yeter” söylemleri başladığı zaman, her iki bireyin “boşanmayı” diline doladığı zaman, avukata ve mahkemeye başvurmuşken hatta boşanırken ve hatta daha kıymetlisi boşandıktan sonra da psikoterapiye başvurulabilir ve yardım alınabilir. Hangi dönemde yardıma daha az ya da daha çok ihtiyacınız olduğunu kim belirleyebilir ki?
Sağlıklı Boşanma Süreci Nasıl Olabilir?
Yazımızın girişinde habis hale gelmiş bir urun alınması işlemine benzettik boşanmayı. Sağlıklı boşanmayı da böyle bir cerrahi işlem titizliğinde ve öneminde ele almalıyız.
Mutlaka bir uzman desteğine başvurulmalı. İhtiyacınız yok gibi hissedebilirsiniz ancak bazen atlanan küçük bir detay sonrasında önü alınmaz sorunlara sebebiyet verebiliyor.
SINIRLARI İYİ ÇİZİLMİŞ, STERİL VE KORUNAKLI BİR ALANA İHTİYACI VAR ÇİFTLERİN
Steril bir ortamda süreç yönetilmeli. Genellikle kişilerin evlenmesi ailelerin evlenmesi olduğundan aynı süreç boşanırken de yaşanabiliyor. Çiftler ayrılabilme, ayrışabilme kapasitelerine sahipken aileler bu becerilerini sekteye uğratabiliyor. Bu nedenle boşanma öncesi, sırası ve sonrasında iyi çizilmiş sınırlara ve çözüm için korunaklı bir alana ihtiyaç bulunuyor.
Mümkünse aldığınız profesyonel yardım dışında bu konuyu eşiniz dışında hiç kimse ile konuşmamak ve sonrasında da –eğer boşanma ile sonuçlandıysa- bunu bir düğün ilanı gibi paylaşmamak, anlatmamak. Mümkünse, zaman içinde bir şekilde öğrenilmesine çabalamak. Çünkü; boşanma kişi için zorken çevredekilerin duygu, yorum ve müdahaleleriyle daha çetrefilli, sıkıntılı yaşanabilmekte.
İlişkideki, evlilikteki sorunlara odaklanarak; kişinin kendini, eşini, sorunlarını, sorunlara katkılarını, duygularını sağlıklı değerlendirebilmeye odaklanmak en sağlıklı olanı. Sonrasında ise süreci düşünmek, planlamak.
Ayrılık sırasında çifti, aileyi bekleyen konular, sorunlar. Ayrılık sonrası dönemde hayat düzenlemeleri: nerede yaşanacağı, çevre ile ilişkiler, velayet, hukuki sorumluluklar, kayıp/yas sürecinin yönetimi, çocuklar için yapılacaklar gibi her konu için hassasiyetle hazırlık çalışması yapılmalıdır.
Boşanma Döneminde Terapide Neler Yapılır
Çiftler terapiye en çok boşanma kararı aldıkları ya da mahkemeye başvurdukları dönemde çoğu kez “son bir şans” diyerek başvuruyorlar. Bizlerin çift terapisi/boşanma terapisi sırasında yaptığı ise; ayrılık kararı almış çiftler için sağlıklı bir süreç yönetimi planlamak, olumsuz duyguların kendilerine, birbirlerine ya da çocuklara zarar vermeyeceği, sağlıklı ayrılıp ve ayrışabilecekleri bir psikoterapi/sağaltım çalışmasıdır.
Boşanma sürecinde aslında ayrılığa değil çift terapisi ve aile terapisi teknikleri ile hem ilişkinin hem de ailenin ihtiyaçlarına odaklanarak kişilerin, ilişki ve ailenin sağlıklı gelişimi, büyümesi ve sorunlarının çözümüne katkıda bulunulur. Boşanmak için gelmiş bir çift terapi desteğiyle ilişkilerindeki sorunları çözerek sağlıklı ve keyifli bir evliliğe doğru pekala geçiş yapabilir. Aynı şekilde boşanma için gelmiş bir çiftte aslında çocukların yaşadığı sorunların çözümsüz kalması ve çiftin problem çözme çabalarının da ayrı bir probleme dönüşerek bir kaosa dönüştüğü durumlarda aile terapisi desteğiyle, tüm aile üyelerinin hatırı sorularak desteklendiği noktada çift ve aile ferahlamış, kalkınmış olarak ilişkilerini sürdürme kararı alabiliyor.
HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYAK! YAS SÜRECİ…
Kayıp, yas çalışması yapılır. Boşanma nasıl gerçekleşirse (isteyerek, istemeyerek, kolay, zor, sancılı, travmatik) gerçekleşsin bir kayıp sürecidir. Kaybedilen ilişkidir, evliliktir, birlikte yaşamdır. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır! Ve bu süreç de her kayıpta olduğu gibi bir yas sürecini gerektirir. Yas beraberinde eski kayıpların yasını, yası tutulmayan kayıpların yasını da kucağımıza biranda bırakabilir. Profesyonel destek en çok da buralarda iş görmektedir. Titiz ve hassas bir çalışmayla, ayrıştırmayla yas süreci yönetilmeye çalışılır.
Boşanma ve Çocuklar
Çocuk evliliğin devamının ya da boşanmanın ertelenmesinin nedeni ya da öznesi değildir, olmamalıdır! Nasıl ki evlilik çocuklar için yapılmıyor, yapılmaması gerekiyorsa boşanma da aynı şekilde çocuklara bağlı olmamalıdır.
ÇOCUK, EVLİLİĞİN/BOŞANMANIN NEDENİ YA DA ÖZNESİ DEĞİLDİR!
Çocuklar için sürdürüyoruz, çocuklar üzülmesin, çocuklar etkilenmesin, çocuklar olmasa boşanırdık diyerek sürdürülen her evlilik çocuklar için boşanmadan daha zararlı ve yıkıcıdır. Çocuğa örtük bir biçimde evliliğin kötü bir şey olduğunu, içinden çıkılmazlığını, boşanmanın kötü bir şey olduğunu ve ileride benzer bir şey yaşarsa kendisinin de aynı çözümsüzlüğe mahkûm olması gerektiğini öğretmiş oluruz. Bu tür durumlar yaşamamak için:
Çocuğunuzun yanında eşiniz hakkında asla kötü konuşmayın. Eşinizle çatışmaktan kavgadan kaçının. Eşiniz iyi bir eş olmayabilir ancak çocuğunuz için iyi bir anne/baba, ebeveyn olabilir bu nedenle onun dünyasındaki bu kişiye zarar vermeyin. Tersi de olsa kötülemeyin. Eşiniz sahiden onun için iyi bir anne/baba olmayabilir yine de çocuğa karşı ya da çocuğun yanında eşinizi kötülemeyin.
KARARINIZ NETLEŞENE KADAR ÇOCUKLARLA PAYLAŞMAYIN!
Kararınız netleşene kadar çocukla boşanma kararınızı paylaşmayın. Kararsızlıklar, belirsizlikler çocuklarda ağır bir yük olarak yaşanabiliyor. Hem bu durumu engellemek hem de çocuğunuzu sürecin parçası yapmamak için kararınız netleşene kadar paylaşmayın.
Çocuklarınızla bu konuyu istişare etmeyin. Bilgi verin ancak onların onayını almak, fikrini almak gibi bir çabaya girmeyin. Çocuğunuz bu konuda fikir danışacağınız ya da onay alacağınız kişi değildir.
Çocuk, ayrıldığınız eşinize olan öfkenizin mağduru olmasın. Evliliğiniz ya da evlilikte yaşadıklarınız kötüyse bunun sorumlusu ayrılmak istediğiniz eşiniz ve onla olan evliliğiniz, ilişkinizdir. Bu evlilikle gelmiş çocuğunuzu istemeden günah keçisi kılmamak için destek alın.
Aranızdaki olmayan iletişimi çocuk üzerinden sürdürmeyin. “Annen ne yapıyor? Baban bir şey dedi mi? Eve gelen giden var mı? Ne konuşuyorlar? Babana söyle şunları yapsın. Annene söyle size böyle davranmasın.” gibi cümlelerle çocuğunuza yük yüklemeyin.
Boşanma Sonrası Dönemde İlişkiler
Boşandıktan sonra iyi çizilmiş sınırlara ihtiyacımız var. Evlilikte başarılamayan iletişim, iyi geçinme ayrıyken sanki evliymiş gibi çok iyi olarak çocukların kafasını karıştırmamak gerek. “Hani anlaşamıyordunuz? Beraber çok güzel vakit geçirebiliyor, konuşabiliyor, eğleniyorsunuz.” sitemi gelmeyecek şekilde sürdürülmeli ayrılık. Bu kötü olmak anlamına gelmiyor sadece ayrılmış ancak ebeveynlik sorumluluklarını iyi yerine getirmeye çalışan iki birey olmaya çalışmak demek.
AYRILDIKTAN SONRA DOST KALALIM MI?
Gerek var mı diye sormamız gerek kendimize. Sahiden dost ihtiyacımız varsa, tek şansımız eski eşimize dönmekse ve sağlıklı yürütülebilecekse bu süreç eski eşimiz artık yeni dostumuz da olabilir ancak sınırları iyi çizmek çocukların kafasını karıştırmamak gerek.
Aileler, yakın arkadaşlar, iş arkadaşlıkları, ortak çevreler ve daha birçok içinde yer aldığımız çemberde nasıl konumlanacağımız da zor ve hassas bir konudur. Boşanma ya da boşanma nedenleri ne kadar kötü olursa olsun, her evlilik, birliktelik güzellikle, iyi olan anılarla, ilişkilerle başlar. Boşanma sonrası dönemde bu anıların hatırı kollanarak ilişkilerin sağlıklı yönetilmesi gerekir. Nasıl ki çocuklar için ebeveynlik, anne babalık rolleri devam ediyorsa ortak çevreler için rollerimizi güncelleyerek korumalı ve bu ilişkilerimizden de beslenmeye devam etmeliyiz.
Yeniden Sevebilir, Evlenilebilir mi?
Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi misali çoğu çift boşanma sonrası dönemde yeni ilişkiler için “aman ha, kalsın” gibi hissederken bazı çiftler de “mutlu olacağım, seveceğim, sevileceğim yeni bir ilişki istiyorum” gibi sağlıklı bir ilişki özlemini ifade edebiliyor. Duygunun doğrusu yanlışı olmadığı gibi burada kişilerin hissedişlerinin de yanlışlığı söz konusu değil. Önemli olan ayrılığın çalışılmış, yas sürecinin tamamlanmış olarak yeni bir ilişkiyi düşünme ve başlamaya geçmiş olmak gerekir. Bu da uzun bir ilişkiden çıkmanın, ayrılığın, boşanmanın ardından kişinin kendine en az bir yıl gibi bir süre tanıması demektir. Bu süre kısalabilir, uzayabilir ancak hazır olup olmadığının anlamanın en iyi yolu boşanma öncesi, sırası ya da sonrası alınan destek gibi yeni bir ilişki döneminde de destek almaktır.
Psikoterapist Şamil Saribaş
Aile ve Çift Terapisti