1 dakika okundu
05 Feb
05Feb

Bu “yük” konusuyla işim hep çok oldu benim. Hem kişisel hem mesleki açıdan, hem de şimdi annemin rahatsızlığında. Bugün okul çıkışı ben bu haldeyken bir arkadaş yardım teklif etti, ben otomatik cevabımı verdim “Yok, çok alışkınım, teşekkürler”. Bu söz beni tabii birden nerelere nerelere götürdü. 

11 yaşında başladığım yatılı okulda her Pazar ve her Cuma yatakhane bavulumu ve okul çantamı tek başıma taşımayı öğrenmiştim, 18 yaşıma kadar 7 sene. 

Yüksek lisansta dünyanın en zor hocasıyla çalışıp herkesin yazdığının hiç abartmıyorum 3 katı bir tezi 2 senede yazınca yük almaya iyice alışmıştım. Daha nice nice yükler… 

Minicik olup sağlık sebeplerinden hiç kilo almamam gerektiği halde, ikiz hamileliğimde 18 kilo alıp dizlerim büyük zarar gördüğünde yapacak bir şey yoktu. 

Sonrasında Migros torbası bile taşımayacaksın denen dönemde iki bebeği gün boyunca kaldır yatır taşı kısmı 3 yaşa kadar sürdü, sonrasında da bebek çantaları, okul çantaları vs… 

İşim gereği iş dışı ortamlarda bile herkesi saatlerce dinlemeyi saymıyorum bile… 

Yüke çok alışkınım, her türlüsüne.. 

2008’de ikisi erkek çok yakın arkadaşlarımla İngiltere’ye bir konferansa gittiğimizde, bir tekerlekli bavul bir de sırt çantam vardı. Uçak-otobüs-tren günlerce koştururken onların yardım tekliflerini hep reddettim. Bu benim yükümdü, başkasına yük olamazdım ben! Böyle görmüş, böyle öğrenmiştim. Bundan da gurur duyardım. Sonra analiz, süpervizyonlar ve psikoloji okumaları bana her yükün paylaşılabileceğini, yardım istemenin bir yaşam becerisi ve kendine iyi bakma davranışı olduğunu öğretti. 

Bunları hatırladığım an çantaları çocuklara verdim :) 

Yüklerimizi gerçekçi değerlendirelim, taşınmayacak yükleri paylaşalım, yardım istemekten, ben bunları taşıyamıyorum demekten çekinmeyelim. Hayat her yaşta farklı yüklerle dolu ve yükler biz büyüdükçe çok artıyor. Taşıdıkça daha fazlası geliyor ve ne kadar hırpalandığımızı anlayamıyoruz bile. 

Taşıyabilmeniz demek tek başına taşımak zorundasınız demek değil! (Burayı tekrar okuyun!!) 

Nerde durmak gerek, nerde yeter demek, nerde istemiyorum demek bilmek lazım. 

İngilizce bir söz vardır “Enough is enough!” (Yeterse yeter!!); gözümüzün önüne bir yere yazalım bunu derim… 


Uzman Psikolojik Danışman Şükran Başarır

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.